28 Mart 2014 Cuma

EN SON İZLEDİĞİM

    Klasik bir zamanda yolculuk hikayesinden oldukça farklı bir hikayesi olan film, sizi gülümsetecek aynı zamanda da düşündürtecek sahnelerle dolu ilginç bir film. En çok beğendiğim sahne ise çiftin ilk seviştikleri sahne, jönümüz ilk sevişme sahnesinde oldukça tutuk , acemi ve heyecanlı, hemen dolabın içine giriyor ve sevişme anına baştan başlıyor ama bu sefer daha tutkulu daha kendinden emin ve becerikli,bizim jöne buda yetmiyor ve ikinci kez dolaba giriyor, kendisinin üçüncü,  sevgilisinin ilk sevişme deneyimini yeniden yaşıyor.... tabi bunlar olurken ortaya komik sahneler çıkıyor. Neyse izleyin bakalım beğenecekmisiniz  :)

24 Mart 2014 Pazartesi

AŞK MI , O DA NE????

   Delicesine yağmur yağarken bile,güneş kendini bir yerden hissettirmeye çalışıyor....Bu ne demek?
.....Hiçbir yağmur sonsuza dek sürmez,
.....Her yara mutlaka kapanır,
.....Her acı yerini başka şeylere bırakır, ve her an her şey değişebilir , herkes unutulabilir, herkes vazgeçilebilir kimse vazgeçilmez değil.....insanın kendisi hariç.İnsan kendisinden geçmesin yeter ki gerisi mutlaka gelir ve su akar yolunu bulur....
Ama ; yıllar geçtikçe öğrenirsin sanıyorsun sevmeyi sevilmeyi, bir daha hiç kimse seni acıtamaz sanıyorsun ? incitemez , yaralamaz. Ah ne de yanılıyorsun be yüreğim , ne de güveniyorsun kendine ... Yok öyle bir şey, öğrenemezsin asla , kim seni sever? kim ister? kim anlar? Ya yeniden demeyi göze alacaksın acısa  da yada uzak durup kaçacaksın. Bir kalbin olduğunu unutarak yaşayacaksın.Başka şeyleri seveceksin mesela,  çiçekleri - şarkıları - kedileri ne biliyim işte başka her şeyi...Ama asla başka birine yeniden -bir daha aşık olmaya kalkma , sakın ha ! aman diyeyimm !
  Acıtırlar seni , kanatırlar içini lime lime ederler seni.Unut bir kalbin olduğunu yok farzet inan bana en güvenlisi bu. Yada çok acı çekmek istiyorsan at kendini ateşe , yürü cam kırıklarının üzerinde ama asla aşk kelimesini sözlükte bile  görme , yanından bile geçme...

20 Mart 2014 Perşembe

BAZI YALANLAR GÜZEL,BAZI GERÇEKLER ACI

    Hani hiç tanımadığınız birisini seversiniz de, yaptığı şarkılarda ,yaşama bakışında kendinizi yakalarsınız ya işte ben dün akşam hiç tanımadığım ama şarkılarını, şarkılarını yorumlarken ki içtenliği ile, hayata bakışındaki yalansız-dolansız halini çok sevdiğim  Teoman'ın  konserindeydim. Bir hayalim gerçekleşti,onu canlı dinledim ve tekrar aşık oldum. Şarkılarına , şarkılarında ki hayatı tiye alan vurdumduymazlığı, illaki düzgün olmalıyım kasıntısından uzak,doğal  kendisinin farkında, olduğu gibi olan bir şarkıcı . Konser boyunca dinleyenlerine kendisini özel hissettiren tüm şarkılarını kendinden geçmiş mest olmuş bir edayla seslendiren Teoman'a hayranlığım bir kez daha arttı..Hele konserin sonlarına doğru sahnedeki koltuğa evinin rahatlığındaymışcasına uzanarak söylediği ,-- yorgun görünüyorsun, biraz uzan istersen -- diye başlayan  ''bazı yalanlar güzel, bazı gerçekler acı'' şarkısına bayıldım.
      Müzik gerçekten de insanı yaşadığına inandıran ,yaşama inandıran sihirli bir güç....




Yorgun görünüyorsun, biraz uzan
İstersen
Sever gibi yapma artık
Daha henüz vakit varken
Bir kaç yaralı ruh
Bir kaç bira şişesi
Elimizde bunlar var
Mutlu olmaya yetmez ki
Aşk
Yalanlarımız güzel, inanması zevkli
Birşey sevmeye değerse
Ölmeye değer mi?
Bir kaç uyku hapı
Bir kaç kıskançlık krizi
Elimizde bunlar var
Mutlu olmaya yetmez ki
Bazı yalanlar güzel, bazı gerçekler acıymış
Bazı ölümler uzun, bütün hayatlar kısaymış
Çalışmış, kaybetmiş, koşmuş, yorulmuştuk
Birbirimize içmeden dokunamaz olmuştuk
Bir kaç kalp ağrısı, bir kaç imdat çağrısı
Elimizde bunlar var, mutlu olmaya yetmez ki

16 Mart 2014 Pazar

EY BAHAR....

       Bahar bir çılgın gibi delicesine kapımı çalarken,yapabildiğim tek şey öylece yerime mıhlanmış gibi kıpırtısız durmak.Anlamıyorum her şey çok tuhaf bazen de inanılmaz anlamsız geliyor.Tam ;''Bu sefer her şeyi anladım, biliyorum , artık kimse beni incitemez, acıtamaz, '' dediğim de insan olmanın dayanılmaz bencilliği, en karanlık gece gibi dikiliveriyor karşıma ve ben sadece hayretle gözlerimi kocaman açarak , yeniden birine güvenmenin yaşattığı hayal kırıklığının, en acılı haliyle yüreğime oturmasına engel olamadan kalakalıyorum öylece.
    Bahar tüm canlı renkleri ile içime içime işlemeye çalışırken, ben bir daha gözlerimde o tasasız gülüşmelerin oynayamayacağını hissederek, yeni güne isteksizce'' merhaba ''diyorum. Ama insan olmanın doğasında hep bir umut etmek vardır ya, işte bende öyle aylardır içime oturan acının ve kederin bir sabah uyanınca geçmiş olacağını umarak, bekliyorum hala. Ama her sabah içime dikiyorum gözlerimi ,bakıyorum sancılı kalbime ,çöreklenmiş bir acının ,kabuk bağlamış bir yaranın çukuruna takılıp düşüyorum yine,umutsuzluk aldığım bir ilaç gibi dağılıyor tüm hücrelerime sarıyor her yanımı .....Aynada ki solgun yüzüme bakarak, maskelerden maske beğenip en umursamaz olanı, en mutlu gözükeni ne biliyim bazen sadece içimdeki kederi saklasın da ne olduğunu çokta umursamayacağım bir maskeyi takıyorum ve içimdeki tüm kırık parçaları birer birer kilitleyip en ücrasına yüreğimin,  önümde  yaşanacak yeni güne başlıyorum cılız  bir ''Günaydın '' ile.
       Kapıdan çıkıyorum telaşsız cansız, ve baharın çılgın kokuları canlı renkleri bin muhteşem sevgi öpücüğü gibi bir duvar misali  dikiliyor önüme,çıkmaz bir sokakta sıkışmış kaçamayan bir suçlu gibi teslim ol diyor! bana direnme ,benimle  savaşma , rahat bırak kendini olabildiğince kollarıma!!! Maskemin bir ucu baharın elinin değmesiyle aralanıyor ha düştü ha düşecek, ben elimle acele bir hareketle maskeme tutunurken gözlerimden yüreğime damlayan iki damla yaş maskemi tamamen sıyırıyor yüzümden, gözlerimdeki yaşlar
baharın yaşlarına karışırken,  üzerine kilit vurduğum tüm kırık parçalarım rüzgarda uçuşan  yaprak gibi savruluyor  etrafa ve ben dizlerimin üzerine çöküp teslim ediyorum  tüm maskelerimi bahara ....
      Ey bahar! yorma beni ne olur, aç kollarını bana ! Düşür ateşimi söndür yangınlarımı  , atma beni gecenin ayazına günün sıcağına ! Yakma yüreğimi , parçalama gönlümü...
      Ey bahar !beni unutma bu soğuğun kucağında, beni sar beni sarmala, gezinsin ılık nefesin yüzümde, ısıtsın önce buz tutmuş ellerimi sonra can versin yeniden bedenime ve yeniden desin ruhum , yeniden yaşamalıyım desin ılık nefesinin üflediği canla...
      Ey bahar! birleştir tüm ayrı parçalarımı, dokun içimde ki tüm yaralarıma en çok yüreğime,  iyileştir en yeni el değmemiş halinle, ey bahar !dindir acımı tut elimden çıkar düştüğüm uçurumdan , en derin sevgisizlik dağından....
      EY BAHAR !YENİDEN YİNE DEDİRT BANA ,KORKMADAN YILMADAN DURMADAN .....

9 Mart 2014 Pazar

Bitirdimmm....''Ama dün yok, artık YOK ''

Laurent Gounelle 'den yine okumaya doyamadığım ,hatta sanırım yeniden okuyacaklarım listesine gururla girecek kitaplardan bir yenisi daha .Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim . Kitabı okuduğum süre boyunca, hatta sonrasında bile okuduklarımın etkisindeydim en çok da, aşağı da geçen bölüm , kafamın için de dönüp dönüp duruyor.
-----''Yayının başına geleni öğrendim,'' dedi Krakus .'' Gerçekten yazık .! bütün yaylar içinde en güzeli , en en büyüğü , en süslüsü seninkiydi..Yayını özlüyor olmalısın.''
------''Neden söz ediyorsun?''
------''Yayından elbet'
------''Benim yayım yok ki.''
------Krakus  yutkundu.Adamın onunla alay etmek ister bir hali yoktu . O halde neden inkar ediyordu ki ? ''Daha dün seni yayınla görmüştüm . Muhteşem göz kamaştırıcı bir yayın vardı...''
------''Dün belki ama bugün yok. Bu böyle ''dedi dünyanın en sakin haliyle.
------''Üzgün olmalısın, inkar etme '' dedi Krakus.
-------''O şey yok artık. Olmayan bir şey için neden üzüleyim ?'' dedi yerli.
------''Dün vardı ama '' dedi Krakus.
-------''Ama dün artık yok,dostum. Bugündeyiz, sadece bugün var.
    AMA DÜN ARTIK YOK, BUGÜNDEYİZ ,SADECE BUGÜN VAR....

5 Mart 2014 Çarşamba

BİZİM EVDEN MANZARALAR

Bu günler de bizim evde bir telaş var ,kızım Cemresu yine her zaman ki gibi evdeki etkinlik müdürü olarak işbaşında. Dün işten geldiğim de , koridordaki duvarda karşılaştığım yarışma duyurusu karşıladı beni. Evet sıkı durun bizim evde ''3. Geleneksel Çorba Yarışması '' başlıyor. Yarışma kuralları , ödül her şey ama her şey kızım Cemresu'nun planlamasıyla gerçekleşecek. Benim minik kızım ,evde ki paylaşım için uğraşır da bizden destek görmez mi? Bir tek ağbisi zaten kazanamayacağım diyerek itiraz etti , ama çabaları boşuna gitti çünkü katılmak zorunlu...
Bakalım yarışma nasıl sonuçlanacak? Ödüle gelince , 5 gün ev işlerinden muafiyet ,anlayacağınız kazanmak için her şeyi yapacağım....

       

Ragazzo Solo, Ragazzo Sola...

Dün akşam geç bir saatte , tv'deki şu paralı kanalların birinde , tesadüfen bir filme rastladım. Aynı anda oğlum Emre diğer televizyonda , Recep İvedik filminin ilkini defalarca izlemesine rağmen ,büyük bir gürültü ile gülerek, izliyordu. Annelik içgüdüsüyle onu o filmin başından kaldırmak için hemen filmin özetine baktım , hoşuma gitti , hemen birlikte izlemeyi teklif ettim, şaşırtıcı bir şekilde kabul etti . Filmin adı ' Sen ve Ben ' , 14 yaşındaki utangaç, insanlardan sürekli kaçma eğiliminde ki Lorenzo 'nun kayak tatiline gitmek yerine , evlerinin bodrumunda geçirdiği 7 günü anlatan psikolojik -dram türünde güzel bir film.
Lorenzo , düzenli ,bir erkek çocuktan beklenmeyecek ölçüde temiz ve planlı bir çocuk. Ardından üvey ablası Olivea çıkar gelir bodrum katına,ama kendisi bir bağımlıdır ve istemeden de olsa birkaç günü iki kardeş birlikte geçirirler. Beni en çok etkileyen ,iki kardeşin bir David Bowie şarkısı olan ''Ragazzo Solo,Ragazzo Sola'' adlı şarkısında ki dansları oldu. Hele şarkıya bayıldım, inanılmaz büyülü ,  insanı aşkın kanatlarında uçuran ,yeni başlangıçlara kayıtsızca tamam dedirten bir şarkı...
Sonunda ; iki kardeş hayatlarında ki çıkmazları açmazları birbiri ile çözmeye çalışıyor , ve başarılı da oluyorlar.Bu arada ben bunları sizlerle paylaşırken , Emre şarkıyı yüksek sesle dinliyor ve söylemeye çalışıyor ,gitarıyla da çalmaya uğraşıyor, anlaşılan o ki annelik içgüdüsü her zaman işe yarayan bir şey.... Ne güzel değil mi?

bizimkisi korsan AŞK !!!

bizimkisi korsan aşk , demiştin
anlamayıp çok gülmüştüm.
nasıl da tam isabet ettirdi dedim , 
sonra kendi kendime
ama düşündüm , buldum sonra
ne demek istediğini,
aslının kopyasıydı
aslının taklidi
aslında da iyi hatta 
                                                       ama ,asla aslı değil
                                                        çünkü :bizimkisi korsan AŞK!!!


4 Mart 2014 Salı

YENİ BİTİRDİM...

....Umut tükenmiş gibi görünse de ikinci bir şans her zaman vardır.
Sarah Jıo'nun 'Yağmur Sonrası 'adlı romanın kapak yazısı bu. Evet bitirdim, hemde çok kısa bir zamanda. Yazarın her romanında olduğu gibi ,sanki film izlermiş gibi akıcı, merak uyandıran ve aklında bin bir soruyla , başından kalkmadan okuyabileceğiniz güzel bir roman . Yazarın ustalıkla birbirine bağladığı bilmecelerle dolu bir kitap,okumadıysanız sizi birkaç gün oyalayabilecek bir kitap .... tavsiye ederim , sevgilerimle